Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Bilgin, canlı yayında soruları yanıtladı: (1)
Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Vedat Alım, “Ankara’da 15 marketten alınan fiyatla Türkiye’nin açlık sınırı algısını yönetmek nasıl bir sorumsuzluktur? Bunu şiddetle reddediyorum. Belirlediğimiz asgari ücret makul bulunup, Türkiye’nin aldığı asgari ücret makul bulunup, Türkiye’ye kazandırıldı. emekçilerimizin ve işçi sınıfının çoğunluğu tarafından değerlidir.” dedi.
Bilgin, Habertürk canlı yayınında soruları yanıtladı, gündeme ilişkin değerlendirmelerde bulundu.
Asgari ücretin çalışanların beklentilerinin altında olduğu yönündeki eleştirileri ve Türk-İş Genel Başkanı Ergün Atalay’ın “9 bin liranın altına düşmemesi gerekiyor” açıklamasını hatırlatan Bilgin, “Sendikalar ‘Çok iyiydi’ dediler. , çok memnun olduk.’ Zaman zaman diyebilirler ama beklemek kolay değil.” dedi.
Türk-İş’in daha önce 7 bin 785 liralık açlık sınırı açıkladığını kaydeden Alım, şunları söyledi:
“Açlığın böyle sonunu kendileri belirliyorlar diyorlar. Rahmetli Kemal Tahir’in ‘yürüyen yalan’ diye bir tabiri var. Biri bir şey söylüyor, sonra tekrar tekrar doğruymuş gibi algılanıyor. Allah rızası için yapmışlar ama gerçekmiş gibi sunmaya başladıklarında gerçeklik algısını yok ediyor.Bu tür açlık sınırı tamamen keyfi,bilimsel olmayan tespitleri üzerine yapılan bir çalışmadır.Kolaylıkla söyleyebilirim çünkü ben 25 bin lira dedi kendi yüzlerine, “Sendikalarınızda başkanlarınız dışında kaç kişi çalışıyor? Sendikalarınızda kaç kişi çalışıyor? 25 bin lira kaç kişiye veriliyor?” Kurumun yaptığı bu tür çalışmaları bilimsel bulmuyorum. Gerçekliği yok ediyor.”
“Açlık sınırı ile ilgili bir çalışma yaptınız mı? Sizce Türkiye’de açlığın sonu nedir? TÜİK neden yapmıyor?” Bilgin, soruları şöyle yanıtladı:
“TÜİK’in başta büyüme ve enflasyon olmak üzere rakamlarına itiraz ediyorlar. ‘TÜİK neden yoksulluk sonu araştırması yapmıyor?’ Bu çok saçma bir soru, başlı başına sorunlu bir soru, onu bir kenara bırakalım, TÜİK’e sormak lazım, bunu her kurum yapabilir, yapabilir.
Yıllardır yoksulluk ve gelir dağılımı üzerine araştırmalar yapıyoruz. Ben bu arkadaşlarımızın bunu bilmediğini bilen bir insanım. Arkadaşlarımız sizinle iletişime geçsin, ‘Biz konfederasyonumuzda, sendikamızda şu kadar kişiye ilan ettiğimiz yoksulluk sınırının üzerinde maaş veriyoruz’ desinler. Sendika liderleri hariç kaç kişiye genel lider verdiler? Numaralarım var.”
“Asgari fiyatın halkın beklentilerini karşıladığını düşünüyor musunuz?” Soru üzerine Bilgin, konuyla ilgili çalışma ve araştırma yaptırdığını belirterek, araştırmanın içeriği hakkında bilgi verdi.
Sokaktakilerin beklentisi ile işçilerin konuya bakış açısının farklı olduğunu belirten Bilgin, Ankara, İstanbul ve İzmir’deki işçilerin 8 binin üzerinde rakam istediğini söyledi. Bilgin, “Türkiye ortalaması daha düşüktü. Anadolu’nun çeşitli illerinde 7 bin 600 oran istediler” dedi. söz konusu.
“‘8 bini geçme’ dediler”
Sendikalarla görüştüklerini ve sendika başkanlarının taleplerini aldıklarını ifade eden Bilgin, “Bana gelen en önemli şey bakın Türkiye’de sendikacılığın toplu sözleşme düzenlemesinin de olması gerektiğini vurgulayan bir sonuçtan bahsedeceğim. Bir şekilde kendini eleştirel bir şekilde değerlendirin, asgari ücreti ne kadar çok verirseniz bizim için o kadar zor olur’ dedi. Personel sendikaları Neden?’Çünkü toplu sözleşme ücretlerimizi aşmanızı istemiyoruz, o zaman sendikalar işlevsiz hale geliyor.’ Bunu Türkiye’de ilk kez söylüyorum.” dedi.
Bilgin, “Sendikalar ‘8 bin lirayı geçmeyin’ dediler mi?” sorusu üzerine, “Sayıyı vermeyeceğim ama ‘8 bini geçmeyin.’ dediler.” açıklamasını tekrarladı.
Sendikaların bu konuda daha pazarlıkçı, aktif, sonuç odaklı ve daha gerçekçi bir söyleme sahip olması gerektiğini ifade etmek için bunu söylediğini belirten Bilgin, konuşmasını şöyle sürdürdü:
“Bazı konfederasyonlarımız 10 bin, 15 bin, 13 bin gibi rakamlar açıkladılar. Aynı konfederasyonlara sesleniyorum: Türkiye’de en yüksek toplu sözleşmenin olduğu yerde, 10’un üzerinde kaç işyeri toplu sözleşme imzaladı. bin lira lütfen sendika başkanlarına sorun bu fiyatı siz uyguluyorsunuz ama toplu sözleşmenizde belirttiğiniz fiyatlar bir yerde var mı sorun şu ki onların aldıkları toplu iş sözleşmesi fiyatları ile asgari ücret arasında böyle bir fark yok diye soruyorlar.Ben de onları doğruya çağırıyorum.Asgari fiyat taban fiyat,toplu “Sözleşme bedeli taban fiyat değil,yardım payı var, geçim payı var,sosyal yardım var, herşey var Bu talepte bulunan arkadaşlarımız ve sendikacılarımız çok değerli işler yapıyorlar. Taban fiyat talep ederken yaptıkları toplu pazarlık, taban fiyat sözleşmesi değildir.”
“Bugünün kurallarına göre ödenebilecek asgari ücret bu”
Bilgin, Türkiye’de “açlık”, “yoksulluk sınırı” gibi tartışmaların büyük çoğunluğunun bilim dışı olduğunu belirterek, şu ifadeleri kullandı:
“İçlerinde önemli olanlar var ama kamuoyunu belirleyecek düzeyde ortaya çıkanlar bilim dışı. Hiçbir bilimsel araştırmanın mantığına dayanmıyor. Türkiye’nin açlığın bittiği algısını bedelini ödeyerek yönetmek nasıl sorumsuzluktur?” Ankara’da 15 marketten aldım.Kesinlikle reddediyorum.Belirlediğimiz taban fiyat işçilerimiz için,Çalışanların çoğunluğu tarafından makul bulundu.Değerli bulundu.Bu çok yüksek bir fiyat mı? değil, ancak bugünün kurallarında verilebilecek taban fiyat bu.”
“Sınırlı Etkiler”
“Geçen yılın ilk 6 ayında olduğu gibi cebinize giren parayı eritecek bir enflasyon kaygınız mı var?” sorusuna Bilgin, “Bende öyle bir kaygı yok. Şimdi kur sabitlendi, son 6 aydır seviyesini koruyor. Elektrik fiyatlarında artış yok, hatta bir eğilim var” dedi. Baz fiyattaki değişimin genel fiyatları değiştireceğini ve tüm fiyatlara yansıyacağını söylemek şubeden şubeye değişebilir.Bunu, bu ortalamaları dikkate aldığımızda, gerçek bir tespit değildir. ” cevabı verdi.
“Bu artış enflasyonu sonlu etkiler mi?” Bilgin, “Sınırlı bir etki, evet” yanıtını verdi. cevap verdi.
Konuyla ilgili sosyal medyada yapılan açıklamaları hatırlatan Bilgin, “Sosyal medya bu konuları çok kullanıyor ve abartmış olabilir. Sosyal medyaya bakmamak lazım, genel fiyat trendlerine bakmak lazım.” söz konusu.
“Böyle bir tuzak yok”
“Asgari fiyat yavaş yavaş ortalama fiyata dönüşüyor” açıklamalarını hatırlatan, “Türkiye bu taban fiyat tuzağından nasıl çıkacak?” sorusu üzerine Bilgin şunları söyledi:
“Böyle bir tuzak yok. Rakamları izliyorum. Gerçek olmayan ne? Bazı fiyatlar oraya sıkıştırılıyor, asgari fiyat seviyesinde vergilendirilip prim yapılıyor. Asgari fiyat yüksek tutulduğundan reel fiyatlar en alt seviyede oluyor.” üst yüzde 100 değil yüzde 60, yüzde 70, yüzde 80 artıyor.Alt katta.Bu artış vasıflı işçilikte daha yüksek.Alt usta, personel taban fiyatın bir kademe üzerinde.
Türkiye’de enflasyon kontrol altına alınırsa ve asgari ücret politikası bu tür reel artışlara denk gelecek şekilde sürdürülürse tam tersine ücretlilerin milli gelir içindeki payı artar ama burada enflasyon bizim düşmanımız. Artık kontrol altında. Önümüzdeki yılın sonunda enflasyonun yüzde 20’lere ineceğini hesaplıyoruz. Mayıs, haziranın prestijiyle yüzde 30-40’ların ortasında. Tahminim yüzde 35-36 olur. Düşecek, Mayıs Haziran’da yüzde 35, yüzde 40’lara düşmesini bekliyoruz. Şimdi bu düşüş devam ederse taban fiyatın bu etkisinin daha fazla ön plana çıkacağını düşünüyorum.”
“Olağandışı bir şey olursa, devreye girer”
Bakan Alim, “Asgari fiyata ikinci zam gelebilir mi?” sorusunu da şu şekilde yanıtladı:
“Cumhurbaşkanımızdan bu süreçte takviye var. Cumhurbaşkanımız ‘Üzülmeyin merak etmeyin sene sonunun prestijiyle enflasyonda yüzde 20’leri göreceğiz’ dedi. ama tüm kurallar değişti, olağanüstü şeyler oldu, bir yıl önce savaş olacağını, iki yıl önce de pandemi olacağını biliyor muyduk, bu belli, Sayın Cumhurbaşkanımızın da belirttiği gibi, tıpkı geçen yıl Temmuz’da nasıl müdahale ettiysek. .”
(sürecek)